3 Mart 2012 Cumartesi

Kedi Oyunları



Kedilerin en güzel yanlarından biri evde oyun oynayabileceğiniz, kıpır kıpır bir enerjinin çoğunlukla hali hazırda bulunmasıdır. Genellikle kedi sahipleri kendilerinden çok kedilerini oyuncu olarak ifade ederler. Oysa ki kedinizin bu eğlencesine ortak olmak, stresinizi bir hayli azaltacağından size bu yazımda karşılıklı kedi oyunlarından bahsedeceğim. Kedi sahiplerinin yapması gereken tek şey kedinizin oyununa oynayarak karşılık vermek olacaktır. Kısaca ilk kural:  Oyuna oyna



Kedi Topu Oyunu

Genellikle kedinizin oynaması için bir  kağıdı yuvarlayıp, onun önüne atar, bulunduğunuz yerden tamamen uzaklaşmasını izlersiniz. Oysa ki kediler de köpekler gibi fırlatmanız için o topu tekrar geri getirebilecek kapasiteye sahiptirler. Tabi onlara bunu öğretmeniz gerekecektir.
Bu eğitim için evinizin koridoru oldukça verimli bir alandır. Bütün çıkış kapılarını kapatıp kediniz, ağzına alıp taşıyabileceği boyutta bir topla koridora geçin. Kedinize yuvarlamış olduğunuz topu hızlıca koridorun diğer ucuna doğru atın. İlk hamlesi köşedeki topu hızlıca daha geniş bir alan olan, koridorun diğer ucuna doğru çeşitli manevralarla sürüklemek olacaktır. Size doğru yaklaşan topu alın ve elinizde biraz fırlatırmış gibi hareketler yaparak oyuna dahil olduğunuzu kedinize gösterin. Bu hareketlerinizin beş defayı aşmamasına özen gösterin. Sonra kediniz elinizdeki topa yeterince odaklandığında yine koridorun diğer ucuna doğru topu fırlatın. 

Aynı hareketleri zamanınız oldukça günbegün tekrarlayın. Bir süre sonra kediniz, ona hazırladığınız toplardan birini alıp, sizin ayak ucunuza bırakacaktır. Artık fırlatma ve getirme oyununu öğrenmiş bir kediniz olacaktır.



Kedi Yakalamaca Oyunu

Genellikle kedilerin kendi aralarında oynadığı tamamen zararsız bu yakalamaca oyununa siz de katılabilirsiniz. İlk başlarda daha büyük cüsseli biriyle bu oyunu oynamaktan çekinen kedinizi ikna etmek pek tabi ki yine size düşüyor. Buna sizin için de evde spor yapmanızın eğlenceli yolu diyebiliriz. Öncelikle kedinizi ev içinde bir yerden bir yere doğru kovalayın. Tam bir yere saklanacakken arkasını dönüp bakarsa hemen olduğunuz yer de durun ve arkanızı dönüp tekrar gerisin geriye kaçamaya başlayın. Kediniz ya hemen oyun oynamaya ve sizi yakalamak için hamle yapmaya başlayacaktır. İstediğini z yere kadar koşturduktan sonra siz de arkanızı dönüp, durun ve ona bir iki saniye bakın ve arkasından tekrar onu yakalamak için koşturun. Siz yorulana kadar bu böylece devam edecektir.

Eğer kediniz hemen saklanırsa, saklandığı yerden çıkana kadar bir süre onun göremeyeceği bir yerde durun. Saklandığı yerden çıkıp, göz göze geldiğinizde arkanızı dönüp kaçmaya başlayın. Hamle yapar ve sizi kovalarsa yukarıdaki sahne tekrarlayacaktır. Oralı bile olmadıysa  yine siz kendi durma alanınıza kadar koşmaya devam edin. Pek merak duygusuyla dolu kedi cinsi, ne yapmak istediğiniz öğrenme konusunda çok uzun süre beklemeyip, arkanızdan aheste aheste olsa da gelecektir. İşte o sırada yeterince pusuda kalıp onu kendinize yarım metre yaklaştırınca aynı kovalamacayı sürdürün. Bunun bir oyun olduğunu kısa sürede anlayacak ve ev içinde bolca enerji yakabileceğiniz bir spor arkadaşı edinmiş olacaksınız.


Kedi Işık Oyunu

O kadar koşuşturmaca ve hareket bana göre değil ama yine de "kedimle ben de oyun oynamak istiyorum" diyorsanız. Kedi ışık oyunları tam sizin için biçilmiş kaftan. Loş bir odada uzanıp, elinize küçük bir el feneri alın. Kedinizin görebileceği şekilde ışığı duvarlarda, yer de gezdirmeye başlayın. Kediniz siz hiç yorulmadan enerjisini atmış olacaktır.


Kedi Lazer Oyunu

Loş bir odada oturmak istemiyorsanız,  "laser pointer"lar tam size göre. Küçük bir laser pointerı  el fenerini hareket ettirdiğiniz gibi hareket ettirmeniz yeterli. Işık oyunlarında dikkat etmeniz gereken iki önemli nokta;  kedinizin gözüne doğru ışığı tutmamanız ve çok heyecanlanıp, nefes nefese kaldığında oyunu bırakmanız.  

10 Şubat 2012 Cuma

Kedinizle İlk Gün

KEDİNİZLE İLK GÜNÜNÜZ

Yeni aldığınız kedinizle sonunda evinize geldiniz. Öncelikle kedinizin daha çok hangi odada durmasını istiyorsanız, ilk  olarak oraya götürün. Taşıdığınız kutu ya da taşıma kutusundan kendi başına çıkması için bekleyin. İlk hamleyi yapıp, sizin çıkarmanız yeni ortamında güvende olduğunu hissetmesini zorlaştırır.

Onu odada yalnız bırakmayın. Böyle bir durumda yaşadığı panik duygusunun etkileri günlerce sürebilir. Yapacağınız en iyi şey, onunla fazla ilgilenmeden, kendi halinizde odada herhangi bir şeyle meşgul olmaktır. Tabi ki gürültü yapmadan! O da sizden aldığı cesaretle dışarı çıkıp, odada keşif turlarına başlayacaktır. Gelip yanınıza miyavlarsa ya da odanın bir köşesinde miyavlamaya başlarsa, onu tatlı bir tonla yanınıza çağırıp, başını okşayın. Bu kendini daha güvende hissetmesini sağlayacaktır. Keşif turlarının bitiminde, kendi için bir yer seçmiş olacağından emin olabilirsiniz. Uzandığı ilk yer, artık genellikle onu göreceğiniz köşe olacaktır.

Sonuç her zaman böyle olmaz. Bazı kediler, ilk yer olarak kucağınızı seçerler. Bu aslında gerçek bir güven göstergesidir. Eğer kucağınıza uzanmışsa bir süre orada gevşemesine izin verin. Daha sonra da siz onun için güzel bir köşe seçerek, onu yerleştirin.

Bazen ne siz ne de bir başka köşe seçememiş bir kediyle karşılaşıldığı olur. Oldukça tedirgin bir biçimde odada bir o köşeye bir bu köşeye gidip gelen bir kedi sendromu yaşanabilir. Bu durumda biraz şımartılmış besin takviyesi çoğunlukla iş görür. Kediniz bu halde ısrarcıysa, onunla rahat bir tonda konuşun. Ne dediğinizin çok önemi yok tabi ki, "haşa paşa, maşa, muşa"gibi kulağına hoş gelecek bir takım seslerden bahsediyoruz. Bir yandan da kulaklarının arkasıyla, boynunu okşayarak rahatlamasını sağlayın.

Bazen kediler en kuytu köşelere girip, orada kalmayı isteyebilirler. Kanepe ya da yatak altı veyahut bir dolabın arkası... Böyle bir durumda endişelenip, onu oradan zorla çıkartmayın. Yine biraz besin takviyesi, biraz zaman ve biraz yumuşak tonda konuşmalarla onu oradan çıkmaya ikna etmeye çalışın. Eğer çıkmıyorsa yiyeceği onun görebileceği ama biraz uzakta kalan bir yere koyun. Ayrıca bir pinpon topunu da ya da oynayabileceği küçük bir oyuncağı odanın ortasına bırakın. Kendi halinde bir süre kaldıktan sonra kuytusundan çıkacaktır.

Eğer bir sirk işletmiyorsanız, ilk günler kedinizi görmek için kalabalıkları onun etrafına toplamayın. Evin diğer odalarına olan seyahati için ise onu serbest bırakın. Böyle bir maceraya hemen atılan kediler olduğu gibi, seyahat öncesi bir hayli hazırlık yapmak isteyenler de olabilir. Kaldığı odanın kapısını biraz aralık bırakmanız, keşif zamanı geldiğinde çıkması için yeterli olacaktır.

9 Şubat 2012 Perşembe

Yavru Kedi Almak


Çoğunlukla insanlar yetişkin, bir kedi almak yerine yavru bir kedi almayı isterler. Küçücük patileri, muzip koşturması ve pofuduk tüyleriyle bir kedi yavrusunun cazip gelmesini yadırgayacak değilim. Bununla beraber, kendi başına beslenebilen ve tuvaletini yapabilen beş haftalık bir kedi yavrusunun temel eğitimi tamamlanmış değildir. Dört, beş haftasını doldurmuş bir kedi yavrusunu sahiplenmeden önce bir iki hafta daha beklemenizi tavsiye ederim.

Bu iki hafta içinde, biraz daha anne eğitimi ve sıcaklığı almış bir kedi yavrusunun ev ortamınıza adaptasyonu çok daha iyi olacaktır. Sadece bununla kalmayıp, temizlenmeyi ve bir miktar avcılığı   annesinden öğrenme şansına sahip olur. Erken sahiplendirilen pek çok kedide ciddi uyum sorunları ve eğitim problemleri yaşanır.
Yedi sekiz haftasını doldurmuş bir kedi yavrusunu aldıktan sonra, onu annesi gibi taşımaya kalkmayın. Annelerinin elleri olsaydı, emin olun o da sizin taşıyabileceğiniz gibi elleriyle avucuna alarak taşırdı. Bazı özel durumlar haricinde, yavru kedinizi bir eliniz arka ayaklarından destekleyerek, diğer elinizle de ön ayaklarının arkasından göğsünü tutarak taşıyın.

Kedinizi ensesinden tutacağınız durumlar ise, onun hiç sevmediği ilaçları verirken ya da aşılarını yaptırdığınız zamanlardan ibarettir.

Hangi kedi size uygun?



Söz konusu kedi olunca, bir kediyi sizin seçmeniz yerine kedinin sizi seçmesini tercih ederdim. İnanın bana böyle bir şansları olsaydı; bizlerden daha iyi seçimler yapacaklarına bahse girerdim. Fakat seçme işini üstünüze almak zorunda kaldığınız için, aşağıda yer alan birkaç ipucuyla yetinmeniz gerekecek. 

Bir kedi almadan önce kendi yaşam tarzınızı gözden geçirmenizde fayda var. Hareketi seven biri olabilirsiniz; fakat kırılacak cam eşyalardan da vazgeçemeyecek biriyseniz, oyuncu kedi familyasından bir nebze uzaklaşmanızda fayda var. Çünkü bu iki aşk pek uzun soluklu olmayacaktır. Hem yaşam tarzınız, dekorasyon seçiminiz ve karakterinizi bir potada eritip, size uygun kediyi bulmalısınız. 

Her kedinin farklı bir karakteri ve doğası olduğu bir gerçek. Sizinki de kendi türlerinden ayrılan bir karakter bağımsızlığı içinde olacaktır. Bununla beraber ortak, belirlenebilir birkaç temel özellikleri olması seçiminizi bir nebze kolaylaştıracaktır. Kendinize uygun kediyi bulmak için, öncelikle seçim aşamasında bir arkadaşınızdan faydalanmanızı tavsiye ederim.

İLK BULUŞMA

Kedinizi seçmeye gitmeden önce, eğer evde kediniz yoksa, kedi hasretiyle yoldan gelip geçen kedileri sevmekten kaçının. Böylece sadece onların aldığı başka bir kedi sinyali kokusunu üzerinizde taşımadan buluşmuş olursunuz. Size doğru ilk hamleyi yaparak, koşarak gelen kedi yavrusunu almak isteyeceksinizdir. Biz ona sosyal kedi diyoruz. Arkadaşınızdan elini uzatmasını istediğinizde ona da aynı sıcakkanlılıkla yaklaşacaktır. Fakat bu iletişim için adeta kıvranan kediyi, eve alıp, gün boyu yalnız bırakacaksanız, bu onun için derin bir mutsuzluktan öteye gitmeyecektir. Eğer çok yalnız kalırsa davranışları hırçınlaşacak ve sosyalliğinin yerini sinir alacaktır. Eğer evde uzun zaman geçiriyorsanız ise sizin için biçilmiş bir kaftan olabilir.Evde uzun zaman geçirmiyorsanız, en serinkanlı, kendi dünyasında yaşayan bir kediyi seçmenizde fayda var.    

Gelelim oyun aşamasına. Her kedi az da olsa oyuncudur ama bazıları sadece bu iş için yaratılmıştır. Burada elinize ufak bir ip ya da küçük bir top alarak, sahaya sporcu seçmeye gitmiş bir antrenör gibi davranmanızda fayda var. Bir süreliğine tüm kediler o küçük oyunun içinde yer alma isteğiyle yanıp tutuşacaklardır. Fakat bazıları diğerlerinin aksine hiç yılmazlar. Eğer oyuncu bir kedi arzusu içindeyseniz, dekorasyonunuzu, eşyalarınızı ve düzeninizi yaramaz bir çocuğun yaşayacağı bir ev gibi hazırlamayı göze alın. Eğer bu konuda tereddüt yaşıyorsanız, size bir kucak kedisi tavsiye ederim. Bu kediyi tanımak için, onu kucağınıza alın ve okşamaya başlayın. Tahammül süresini geçtiğinizde, bu maksimum yedi sekiz dakikadır, hala kucağınızda kedi mırıltısı çıkartmaya devam ederek oturuyorsa, o kedi kucak kedisidir. 

Sizi sınırladığımı düşünmenizi istemem. Bu nedenle, çekingen bakışlarından etkilendiğiniz bir kedi olma ihtimaline karşı birkaç öneride bulunacağım. Evet, bazı kediler ne sosyal, ne oyuncu, ne de kucak kedisi olarak sınıflanabilir. Elinizi her attığınızda uzaklaşan bir kedi de onlar kadar cazip olabilir. Burada üç farklı tipen söz edebiliriz. Birincisi çekingen ve dostane bir tutum izleyenler. Siz onu sevmeden önce, o sizi keşfetmek isteyecektir. Keşfetmek derken, elinizi ona doğru bir miktar yaklaştırıp, hareketsiz geçireceğiniz beş ya da on dakikalık kısa macerasından bahsediyorum. Sizi koklayacak, geri çekilecek ve bir daha koklamak için daha kararlı bir hamle yapacaktır. Daha kararlı olduğunda hafifçe boynunu ve kulak arkasını sevdiğinizde çekingen dostluğunuzun yerini yavaş yavaş dostluk alacaktır.

İkinci tip ise, sizden gerçekten korkmaktadır. Koklamaya bile cesaret edemeden, kaçar. Bu sizinle dost olmayacağı anlamına gelmeyecektir. Zaten sorunu sizinle değildir. Genel uyaranlara karşı tutumunun böyle olduğunu fark edersiniz. Bu kedinin de evin güvenli ortamında tutumu değişecek, biraz vakit geçtiğinde size olan gardını indirecektir. Hatta korktuğu zaman, yanınıza koşarak gelen bir çocuğu andıran kediler bu gruptan çıkar.

Bu türün en zor anlaşılan grubu ise dost olmak istemeyen cinsidir. Aslında o öyle çok da korkak bir kedi değildir. Diğer uyaranlara karşı normal tepkiler verirken, sizin elinizi bütünüyle tehdit unsuru görmektedir. Genellikle şiddete maruz kalmış kedilerde görülen bir davranıştır. Ona öyle uzun soluklu, üstüne yürüyerek yaklaşmaya kalkmayın. Gerçek bir kedi patlamasıyla karşılaşmak istemiyorsanız, tabi. Bu türle de anlaşılmaz diye bir şey yok. Gerçekten sabırlı, özenli ve dikkatli olabilirseniz; onun da kalbini kazanabilirsiniz. Tabi bu kediyi alırken, biraz tırmalanmayı göze almanız gerekecek. Sonunda sizi sahibi olarak, daha doğrusu kölesi olarak benimsediğinde ona yaklaşabilen ender insanlardan biri olmanın keyfini yaşayabilirsiniz.


Kedi seçmek, kendine uygun ev arkadaşını bulmak kadar zorlu gözükse de, adaptasyon konusunda bir hayli marifetli yaratıklar olduğundan yine de şanslı sayılırız.

Yeni Doğmuş Kedi Bakımı

EVLATLIK KEDİLER


Bir gün gözleri henüz açılmamış kedi yavrularına bakmak zorunda kalırsanız, ne yapacağınızı bilemez halde kıvranmayın diye bu satırları size yazıyorum. Eğer elinizde böyle birkaç yavru bulunup, bu yazıyı okuyorsanız;  LOHUSALIK DÖNEMİNİZE HOŞ GELDİNİZ!



Gerçekten üç saatte bir biberonla, biberon bulamazsanız şırınga yardımıyla besleyeceğiniz yavrularla, uykusuz gecelere hazırlıklı olun. Bu dönemi bir ay gibi kısa bir zaman süreceğini bilmenin tesellisini yaşayın. 

Öncelikli ihtiyaç listeniz:

Yavru kedi biberonu ( ya da bir şırınga)
Yavru kediler için toz mama ( ya da yeni doğan bebekler için hazır mama)
Bir paket elastik eldiven (100'lük)
Saç kurutma makinesi
Bir paket pamuk
Bir paket ıslak mendil
Bebekler için hazırlanmış sıvı vitamin
İki adet sıcak su torbası ( ya da havluya sarılmış sıcak sula doldurulmuş iki şişe)



İlk işiniz tıpkı bir bebeğe bakar gibi üç saat aralıklarla, hazırladığınız ılık mamayı vermek olacak. Bu kısmının bir hayli keyifli ve güzel olduğunu söylemeliyim. Sütü bebek mamasıyla hazırlamanız oldukça önem taşır. Sadece inek sütü, yavru kediler için oldukça ağır bir besindir. Hatta bulabilirseniz, mamayı keçi sütüyle hazırlamanızı tavsiye ederim.

İşin perde arkasındaki gerçek ise, yeni doğan kedilerde dışkılama sisteminin henüz gelişmemiş olmasıdır. Bu da siz onun kakasını ve çişini yaptırmazsanız, hayatını kaybeder. Anne kediler, yavrularının makat bölümüne ve idrar torbalarını yalayıp, baskı yaparak onların hayatta kalmalarını sağlar. Korkmayın; kimse sizden doğal bir kedi annesinin içgüdüsüyle hareket etmenizi beklemiyor. Daha önce ihtiyaç listesinde belirttiğim naylon eldivenler, pamuk ve ıslak mendilden yaralanma zamanınız geldi. 

Karnınızı güzelce doyurduğunuz yavru kedinizi, tuvalete götürün. Sakin ve sabırlı bir ruh hali içinde eldivenlerinizi giyin. Bir kaseye ılık su doldurun ve bir parça pamuğu yanınızda hazır bulundurun. Tam makat bölümüne gelecek kısmı biraz ılık suyla ıslatın. Daha sonra annelerinin yalama hareketini parmağınızla taklit edin. Çok kısa bir zaman içinde ufaklık kakasını yapmaya başlayacaktır. Çiş kısmı biraz daha dikkat ve uğraş ister. Burada yavru kedinin karınının biraz aşağısında bulunan bölüme, arka bacaklarına yakın olan kısma, işaret parmağınızla hafifçe baskı yaparak aşağı doğru itin. Dikkat etmeniz gereken husus, baskının tam kararında yapılmasıdır. Tabi bu kararı, baskıyı hafifçe arttırarak test ederek öğreneceksiniz. Eğer bu işlemi başaramazsanız, bir veteriner kliniğinde size bir çırpıda öğreteceklerdir. Yine de ilk denemeyi söylediğim gibi yaparsanız, başarı şansınız bir hayli yüksek.
Bu işlemleri başarıyla atlattıktan sonra yavru kedinizi bir parça ıslak mendille silip, küçük bir havlu içinde kurutma makinenizle uzaktan sıcak hava üfleyerek ısıtabilirsiniz. 

Yavru kedinizin sıcağa ihtiyacı vardır. Tabi gün boyu bir anne kedi gibi üstünde oturmanız pek olası değil. Bu nedenle yukarıda bahsettiğim sıcak su torbası ya da iki sıcak su dolu şişeye ihtiyacınız var. Eğer sıcak su dolu şişe kullanıyorsanız üzerine orta kalınlıkta bir havluyla örtmeniz gerekir. Yavru kedinizin iki yanına bu sıcak kaynaklarını yerleştirerek yatırın.

Eğer birden fazla kedi yavrusuna bakıyorsanız, bazen yavru kediler istemsiz hareketlerle diğer kedinin dışkılamasına sebep olabilirler. Bu başınıza gelen size özel bir talihsizlik değil; oldukça sık rastlanabilir bir durumdur. İtiraf etmeliyim yine de bu durumla karşılaştığınızda, manzara oldukça sevimsiz gelecektir. Evet, kedilerin bir kısmı dışkıya bulanmış haldedir. Size bu noktada mucizevi bir reçete sunamıyorum. Sizin de aklınıza geldiği gibi, ılık suyla yıkamak tek çareniz. Eğer durum çok kötüyse, bir parça bebek şampuanı kullanabilirsiniz. Yıkanma işlemi bittikten sonra, hemen kurutma makinesiyle yavru kedileri kurutun. Kurutma işlemi daha önce belirttiğim gibi, en az 20 cm uzaktan yapılmalıdır.


Aradan bir hafta geçtikten sonra bir damla sıvı vitamin verebilirsiniz. Ayrıca bir ay sonra kemik gelişimi için veterineriniz D vitamini iğnesi yapabilir.

Küçük bir karton kutu, onlar için yeterli bir barınak olacaktır. Sıcak su torbalarıyla ısıtabileceğiniz bu alan onun ilk evi olur. Uzun süre içinden sıçaraması mümkün olmayacak bu alandan, sıçradığı gün artık, başarıya ulaşmış olursunuz. Tebrikler!

Peki tüm bu işkencelerden sonra elinize karşılıksız kedi sevginizden başka ne geçer? Hemen söyleyeyim, yeryüzünde onun kadar kendini insan zanneden bir kedi göremezsiniz. Hatta kedi sevmeyenler bile onun farklı bir kedi olduğunu söylemeye başlarlar. Garip bir şekilde sizin mimiklerinize, duygu durumlarınıza karşı oldukça duyarlı hale gelmiştir. Uysal, cana yakın ve dilediğiniz zaman seveceğiniz bir kedi yavrusu elde edeceksiniz. Çocuklara, bebeklere, kedilere ve kedi yavrularına karşı şefkat gösterir. Çok kızarsa pati atar ama kesinlikle tırmık geçirmez. Bütün bunlar garanti edilemez ama beslediğim birbirinden farklı beş kedi yavrusunun ortak özellikleri bunlar oldu. Şimdiden kolay gelsin :)